Batı Karadeniz Bölgesi Turizm Değerleri Ankara Toplantısı Mimarlar Derneğinde gerçekleştirildi

Faaliyetin Amacı
Türkiye 2023 yılı hedefleri doğrultusunda dünyanın en çok turist çeken ve en fazla turizm geliri elde eden ilk beş ülkesinden biri olmayı amaçlamaktadır. TR81 Batı Karadeniz Bölgesi 2014- 2023 Bölge Planı’nda bölgenin gelişme eksenlerinden bir tanesi turizmin çeşitlendirilerek geliştirilmesi olarak belirlenmiştir. Bu doğrultuda Türkiye Turizm Stratejisi 2023 ile uyumlu olarak Bölgede; turizm alternatiflerinin geliştirilmesi, doğal, kültürel, tarihi ve coğrafi değerlerin koruma kullanma dengesi içinde değerlendirerek bölgenin turizmden alacağı payın artırılması amaçlanmaktadır.

Çalışmanın hedefleri:

  • Turizm gelişiminde öncelikli alanların belirlenmesi,
  • Bölgede alternatif turizm potansiyeline sahip destinasyonların belirlenmesi,
  • Kamu kesimi, özel kesim ve STK’ları içeren yerel iş birliklerinin ve girişimlerin gerçekleştirilmesi,
  • Uygun alanların ‘Turizm Merkezi’ ve “Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’ olarak ilan edilmesinin sağlanması,
  • Bölge’nin doğal ve kültürel özellikleri ile uyumlu, nitelikli tesis yatırımlarının artırılması,
  • Bölgenin uluslararası alanda tanıtımını artırmak amacıyla ilgili kurum/kuruluşlar ile iş birliği alanlarının tespit edilmesi,
  • Batı Karadeniz Bölgesinin endüstriyel miras ögelerinin, tarihi ve kültürel değerlerinin araştırılması ve tarihi dokuların korunmasına yönelik farkındalık çalışmalarının gerçekleştirilmesi,
  • Dağ köylerine gelir getirecek yayla turizmi faaliyetlerinin desteklenmesi ve izinli sahalarda av turizmi yapılması için girişimlerde bulunulması,
  • Agro-turizm, kırsal turizm gibi alternatif gelir kaynakları çiftçilere ve ilgili paydaşlara tanıtmak, bu doğrultuda yerel yaşam ve ürün temalı köylerin oluşturulmasıyla bu köylerin turizme kazandırılmasının sağlanması,
  • Küre Dağları ve diğer uygun alanlarda doğa yürüyüşü ve bisiklet yolları ile kamp tesislerinin geliştirilmesi,
  • Spor turizmine yönelik altyapı çalışmalarının tamamlanması ve bu turizm dalının geliştirilmesine yönelik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi

Faaliyet Sırasında Görüşülen Konular

  • Yenice ormanlarında bulunan orman işletmeye ait atıl durumdaki 2-3 katlı altyapılar onarılarak acentelere kiralanabilir. İxir ve Daday at çiflikleri doğa ile ilişkisi bakımından sorunlu olduğu için doğa turizmi için gelen turistler tercih etmiyor. Ancak bu bahsedilen atıl yapılar onarılarak doğa turizmi için kullanılmalıdır.
  • Yenice Dağ Evi’nin korunması gereklidir.
  • Ihlamur Teras bizim doğa turizmine uygun bir yer değildir.
  • Sorgun yaylası, Gümeli yaylası çok özel yerler. Buralara ulaşan yolların özellikle toprak olarak korunması önemlidir.
  • Doğa turizminin eko turizm niteliğinin yerel niteliğine önem verilmelidir.
  • Doğa turizminin yükselen trend olması söz konusudur
  • Kamping – Glamping trendi ön plandadır.

Faaliyetin Rapor Açısından Önemli Çıktıları

Önceki yıllarda daha çok İstanbul’dan kalkış yapılan kültür turlarında başlama noktaları artık Ankara, İzmir’in yanı sıra Adana, Gaziantep ve Mersin gibi illerden de yapılmaya başlandı. Acenteler bu sayede müşteri ağlarını genişletirlerken, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde oturan vatandaşların da yurt içindeki tarihi ve turistik mekanlara gidebilmek için İstanbul ve Ankara merkezli olma zorunluluğunu ortadan kalktı. Ankara ve İstanbul’dan ziyade konaklama süresini artıracak uzak illerle ilişki kurulmalıdır.

Türkiye’de turizm gelirleri içinde en büyük pay yeme içmenin. Konaklamanın da önünde gelen ve ilk sıraya oturan yeme içme harcamalarının toplam gelirler içinde payı yüzde 20 ile 25 arasında gidip geliyor. Bu nedenle gastronomiye önem verilmelidir.

İç turizme önem verilmelidir.

Bölge nispeten bakir ve yıpranmamış doğasıyla ve coğrafi konumunun kolaylığıyla doğa ve macera turizmine yönelik büyük bir potansiyel taşıyor. 4 saatlik uçuş mesafesiyle dünya nüfusunun yüzde 40’ına ulaşabiliyor olmanın yanı sıra doğa turları ve sporları için her çeşit coğrafi ve iklim çeşitliliğe sahip olunması bölgenin büyük avantajları arasında.

Yerel kültürlerin, geleneklerin ve yaşam tarzlarının devam ediyor olması doğa ve macera turizminde bir adım öne çıkmak için önemli bir özellik. Buna ek  olarak, doğa ve macera turizminde altyapı yatırım maliyetlerinin diğer turizm çeşitlerine göre düşük olması bir diğer önemli avantaj olarak öne çıkıyor.

Dünyada turizm sektörü yıllık yüzde 4 ila 7 büyüme gösterirken, doğa ve macera turizminin yıllık büyüme ortalaması yüzde 20 ila 30 seviyesinde. UNWTO ve ATTA tarafından açıklanan verilere doğa türevi turizm hareketlerinin yarattığı ekonomik büyüklük 2014 yılı sonunda 400 milyar dolara ulaştı.

3’te 1’i çevreye duyarlı tatiller için yüzde 2 ila 40 arasında daha fazla ödeme yapmaya gönüllü. Kendini ‘çevreye duyarlı’ olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 98. Seyahat eden insanların yüzde 79’u çevreye duyarlı tesislerde konaklamak isterken, yüzde 40’ı doğa ve kültür temelli turlara katılmayı tercih ediyor. Turistlerin yüzde 20’si milli parkları ziyaret ederken, yüzde 15’i alışılmadık macera sporlarını tercih ediyor.

Bu konulara ek olarak;

  • Ulusal bir doğa ve macera turizmi stratejimizin olmaması ve bölgede hangi türde doğa aktivitelerinde uzmanlaşılacağının tespit edilmemiş olması
  • Rehberlikle ilgili yasal düzenlemelerin ve mevzuatların eksik ve birbiri ile uyumsuz olması, profesyonel ve uzman işgücünün eksikliği
  • Kurumlararası eşgüdümün olmaması, atıl yapıların ortaya çıkması
  • Doğa ve Macera turizmi için altyapımızın eksik olması
  • Ekoturizm adına herhangi çalışmanın ve tanıtımın yapılmaması, doğal kaynakların bilinirliğinin olmaması
  • Sürdürülebilirlik ve koruma kültürünün benimsenmemesi
  • Yerel halkın göç nedenlerinin ortadan kaldırılamamış olması gibi sorunlara da değinilmiştir.

 

0 0 votes
Article Rating
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments